İNSAN ÜZERİNDE DENEY SUÇU NEDİR?

İNSAN ÜZERİNDE DENEY SUÇU NEDİR?

İnsan üzerinde bilimsel bir deney yapılması (TCK m.90/1) veya rıza olmaksızın hasta insanlar üzerinde yapılan tedavi amaçlı deneme yapılması (TCK m.90/4) bağımsız birer suç olarak cezalandırılmaktadır.

“Deney” bilimsel bir gerçeği ortaya çıkarmak veya bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlemdir. Deney teriminden anlaşılması gereken bilimsel çalışmanın ilk aşamalarıdır. Deneyi diğer tıbbi müdahalelerde ayırt eden ölçüt; deneyin iyileştirme amacına yönelik olmaması, bir ilacın veya yöntemin etkinliğini ölçme amacına yönelik olması ve herhangi bir tıbbi gerekliliğe dayanmaması, yani tıbbi endik asyönünün bulunmamasıdır. Ancak Sendikasyonu bulunmayan her tıbbi müdahale (ör. doğum kontrolü, estetik müdahaleler) deney anlamına gelmemekte olup deneyi, tıbbi endik asyön bulunmayan diğer tıbbi müdahalelerden ayırt eden ölçüt, tıbbi standarda girmemiş yeni bir tıbbi müdahalenin gerçekleşmesi ve bunun sonucunda oluşacak bilgi ile tıp biliminin gelişimine katkı sağlanacak olmasıdır.

“Deneme” ise bilimsel amaçlı deney sonuçlarının, henüz bir kesinliğe varmasa da hastalığın tedavisi konusunda ulaştığı somut bazı yararlarından yola çıkarak hasta bir insana uygulanması işlemidir.

Ihsan üzerinde deney veya deneme suçlarının hukuksal konusunu; insan onuru, vücut dokunulmazlığı, kişi özgürlüğü ve kişinin kendi geleceğini belirleme hakkı oluşturmaktadır.

Bu suçların failinin kim olabileceği konusu öğretide tartışılmalıdır. Genel kabul gören görüş, herkesin bu suçun faili olabileceği yönündedir. Öğretide insan üzerinde deney suçunun bilimsel deney yapma yetkisine sahip kişilerce ve tedavi amaçlı deneme suçunun ise yalnızca uzman hekimler tarafından işlenebileceği şeklinde savunulan görüşler genel kabul görmemiştir.

Herkes bu suçun mağduru olabilir. Bilimsel deneyin aksine, tedavi amaçlı deneme suçunun mağduru ancak hasta bir insan olabilir.

Bu suçların konusu insan bedenidir.

İnsan üzerinde deney suçunun hareket öğesini bilimsel deney yapmak oluşturmaktadır. Bu suç serbest hareketli bir suç olup ancak icra hareketle işlenebilir. İnsan üzerinde tedavi amaçlı deneme suçunun hareketini “denemede bulunmak” oluşturmaktadır.  Bu suç da serbest hareketli bir suç olup ancak icra hareketle işlenebilir. Tedavi amacı taşımayan denemeler bu suçu oluşturmaz.

Bu suçlar soyut tehlike suçu niteliğinde olup suçun oluşması için bir zarar doğması aranmamaktadır.

İnsan üzerinde bilimsel deneyin belli koşullar altında yapılması, hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilmiştir. Başka bir anlatımla, sağlıklı ve hasta insanlar üzerine yapılabilecek biyotıbbı deney ve denemeler kural olarak cezalandırılmaktadır, ancak belirli koşulların birlikte gerçekleşmesi durumunda ise açıklanan rızaya hukuksal geçerlilik tanımaktadır. İnsan üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için a) deneyle ilgili olarak yetkili kurum veya makamlardan gerekli iznin alınmış olması, b) deneyin Öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması, c) insan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan üzerinde de yapılmasını gerekli kılması d) deneyin insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması e) deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması, f) deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha ağır basması, g) deneyin nitelik ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın yazılı olması ve herhangi bir menfaat teminine bağlı bulunması gerekir (TCK m. 90/2). Yasa koyucu çocuklar üzerinde bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için yukarıdaki koşulların yanı sıra ek bazı koşullar aramış olup bunlar; a) yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların çocuklar üzerinde de yapılmasını gerekli kılması, b) rıza açıklama yeteneğine sahip çocuğun kendi rızasının yanı sıra ana ve babasının veya vasisinin yazılı muvafakatinin de alınması, c) deneyle ilgili izin verecek yetkili kurallarda çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının bulunmasıdır (TCK m. 90/3).

Hasta insanlar üzerinde yapılan tedavi amaçlı denemelerin de belirli koşulların birlikte gerçekleşmesi durumunda hukuka uygun sayılabilmesi mümkündür. Bu bakımdan aranan birinci koşul, bilinen tıbbi müdahale yöntemlerinin hasta üzerinde uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılmış olmasıdır (TCK m. 90/4, c. 2). Ancak tedaviye yönelik bir denemenin gerçekleştirilmesi için bilinen tıbbi müdahale yöntemlerinin tamamının hasta üzerinde uygulanması zorunlu değildir. Bu yöntemlerin sonuçsuz kalacağının anlaşılması, deneme yapılabilmesi için yeterlidir. İkinci olarak tedavi amaçlı denemelerin bilimsel yöntemlere uygun olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Üçüncü olarak denemenin hukuken geçerli rızaya uygun dayanması gerekir. Ancak hukuken geçerli olabilmesi için açıklanan rızanın, denemenin nitelik ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması gerekir (TCK m. 90/4, son c.).

İnsan üzerinde deney veya deneme suçlarının manevi unsuru kasttır. İnsan üzerinde deneme suçunda failde ayrıca “tedavi amacı”’nen bulunması aranmaktadır. Bu amacın bulunması durumunda failin olası kastla bu suçu işlemesi mümkün değildir.

İnsan üzerinde deney suçunun (TCK m. 90/1) işlenmesi sonucunda mağdurun yaralanması veya ölmesi durumunda, kasten yaralama veya kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanacağı öngörülmüştür (TCK m. 90/5). Ancak hukuka uygunluk açısından aranan koşullara uyularak insan üzerinde yapılan deney sonucunda belirtilen sonuçların doğması durumunda, ceza sorumluluğuna gidilebilmesi için oluşan sonuç açısından kişinin en azından taksir nedeniyle kusurunun bulunması gerekir.

İnsan üzerinde deney ve deneme suçlarının bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur (TCK m. 90/6).

 

Yorum Yap

Arayın