İŞKENCE SUÇU NEDİR ?

İŞKENCE SUÇU NEDİR ?

  1. Genel Olarak

      İşkence, bir kamu görevlisi tarafından, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak hareketlerin yapılmasıdır (TCK m. 94/1).

      “İşkence” ve “işkence suçu” kavramaları tam olarak örtüşmez. İşkence kavramı tarihi ve politik bir anlama sahiptir. İşkence suçu kavramı ise hukuksal bir kavram olup daha farklı bir kapsama sahiptir. İşkence suçu, işkencenin yanı sıra aynı nitelikte değerlendirilen “zalimane”, “gayri insani” ve “aşağılayıcı” muameleleri kapsayan bir suç tipidir.

5237 sayılı yeni Yasa’da “işkence” bir üst kavram olarak düşünülmüş, işkence dışında zalimane ve gayriinsani muamele kavramlarına maddi unsur olarak yer verilmemiş, işkence ve benzeri kötü muameleleri birbirinden ayırt etmede genel olarak kullanılan, işkencenin maddi veya manevi ağır acı ve ıstırap veren hareketlerden, diğer muamelelerin ise bu seviyeye varmayan kötü muamelelerden oluştuğu yönündeki anlayıştan bağımsız olarak doğrudan insan onuruyla bağdaşmayacak surette bedensel ve ruhsal dokunulmazlığı, bireyin algılama ve irade yeteneğini etkileyen her davranış işkence sayılmıştır.

İşkence suçu, karma hukuksal konulu bir suçtur: İşkence suçunun hukuksal konularını “insan onuru”, “yaşam hakkı”, “vücut dokunulmazlığı”, “irade özgürlüğü”, “adil yargılanma hakkı”, ve “kamu iradesinin (özellikle adliyenin ve kolluğun) saygınlığı” oluşturmaktadır. İşkence insanlık onuruna aykırı bir eylemdir. Zira hiçbir insan, nedeni ne olursa olsun devlet eliyle fiziki veya ruhsal şiddete maruz bırakılmayı hak etmez. İşkence oluşturan eylemler, irade özgürlüğüne de zarar vermektedir. Zira işkence sonucu mağdur kişilerin beden ve ruh sağlığı bozulduğu için irade serbestisi de bertaraf edilmekte ve hatta algılama yetenekleri de olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca adalet sistemini yanıltabilmekte ve bu kapsamda maddi gerçeğe ulaşılmasını da engelleyebilmektedir. Özellikle kanıt elde etmek için başvurulan işkencede, mağdurlar fiziki şiddete dayanamayıp duyduğu acı ve üzüntüden kurtulmak için bazen gerçek dışı bazı açıklamalarda veya kabullenmelerde bulunup işlemediği suçu üzerine alabilmektedir. Böylece işkence masum insanların acı çekmesine, adliye ve kolluğa olan güvenlerinin zedelenmesine neden olmaktadır. Öte yandan işkence insanlık onuruna aykırı bir eylem olduğu için bunu yapan devletler de uluslararası toplum nezdinde saygın bir yer edinemez. Bu nedenle işkence eylemlerinin cezalandırılması, kamu iradesinin saygınlığını korumak bakımından da önemlidir.

  1. Suçun Unsurları
  2. Suçun Maddi Unsurları
  3. Fail ve mağdur

İşkence suçu, özgü bir suçtur. Bu suç ancak kamu görevlileri tarafından işlenebilir. Bu suçun görevin ifası sırasında işlenmesi mümkün olduğu gibi görev dışında işlenmesi de mümkündür. Ancak her durumda işkence, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmektedir. Suçun görevle bağlantılı olarak işlenmesi gerekir. Örneğin bir kolluk personelinin devriye görevi sırasında belli bir dönem boyunca eşini darp etmesi bu kapsamda değildir. Suç tipinde memurluk sıfatı kurucu unsur olarak yer aldığından işkence aynı zamanda gerçek memur suçlarındandır. 765 sayılı eski Yasa’dan farklı olarak kamu görevlisinin “sorgulamaya ve ifade almaya, soruşturmaya yetkili bir memur” olması aranmamaktadır.

İşkence suçunun mağduru ancak gerçek kişiler olabilir.

 

 

 

 

 

  1. Suçun maddi konusu

      İşkence suçunun konusu insan vücududur. Bu suç insan bedeni üzerinden maddi veya manevi zarar verilmesi şeklinde işlenebilir.

  1. Eylem

İşkence suçu seçimlik hareketli bir suçtur (TCK m. 94/1). İşkence suçunu oluşturan seçimlik hareketler şunlardır:

  • İnsan onuruyla bağdaşmayan ve kişinin bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine yol açan davranışlar
  • İnsan onuruyla bağdaşmayan ve kişinin algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine yol açacak davranışlar
  • İnsan onuruyla bağdaşmayan ve kişinin aşağılanmasına yol açacak davranışlar

İşkence oluşturan eylemler, aslında kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliği taşıyan eylemlerdir. Ancak bu eylemler, ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmektedirler. Bu süreç içinde süreklilik gösterir bir şekilde işlenen işkencenin en önemli özelliği, kişinin psikolojisi, ruh sağlığı, algılama ve irade yeteneği üzerindeki tahrip edici etkilerinin olmasıdır. Bu etkilerin uzun bir süre hatta yaşam boyu devam etmesi, işkencenin bu kapsamda işlenen eylemlere göre daha ağır ceza yaptırımı altına alınmasını gerektirmiştir. Örneğin ifade alma sırasında ikrara zorlamak amacıyla mağdurun yüzüne tükürmek tek başına hakaret suçunu; bir kamu görevlisinin, daha sonraki aşamalarda mağdura tokat atması kasten yaralama suçunu; yakınlarını da gözaltına almakla tehdit etmesi tehdit suçunu oluşturur. Ancak bu eylemler birlikte yapıldığından, yani bütün olarak dikkate alındığında işkence suçunu oluşturur. Bazı hareketler nitelikleri gereği belirli bir süreçte gerçekleşip sistematik olma özelliği taşıdığından, bir kez yapıldığında bile işkence suçunu oluşturur. Örneğin fosseptik çukurunda kişinin bekletilmesi, bezle gözlerinin bağlanması, falaka, Filistin askısı ve Çin işkencesi gibi hareketler doğrudan işkence suçunu oluştururlar.

İşkence suçunu oluşturan seçimlik hareketler icra hareketlerle işlenebileceği gibi ihmali hareketlerle de işlenebilir. Örneğin şüphelinin tuvalet gereksinimi karşılamasına izin verilmemesi, uzun süre aç bırakılması gibi. İşkence suçunun ihmali davranışla işlenmesi durumunda verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz (TCK m. 94/5). İşkence suçu, çoğu zaman, amir mevkiindeki Kamu görevlilerinin zımni muvafakati ile gerçekleştirilmektedir. Başka bir deyişle, amir konumundaki kamu görevlisi, kendi gözetim yükümlülüğü altında yürütülmekte olan bir soruşturma işlemi sırasında kişilere işkence yapıldığını ön görmesine rağmen bu konuda gerekli müdahalede bulunmamak suretiyle işkence yapılmasına zımnen rıza göstermiş olabilir. Bu gibi durumlarda, amir konumundaki kamu görevlisi, ihmali davranışla işkence suçu işlemiş kabul edecek ve bu nedenle cezadan indirim yapılmaksızın sorumlu tutulacaktır.

 

Yorum Yap

Arayın