ORGAN VEYA DOKU TİCARETİ SUÇU NEDİR?

ORGAN VEYA DOKU TİCARETİ SUÇU NEDİR?

Türk hukukunda hukuka aykırı olarak canlı bir insandan organ ve doku alınması; ölüden organ ve doku alınması, organ veya dokuyu satın alma, satma, satılmasına aracılık etme, organ veya doku saklama, nakletme ve aşılama ile organ veya doku teminine yönelik ilan veya reklam verme veya yayınlama eylemleri bağımsız birer suç olarak tanımlanmıştır.

Tedavi, teşhis ve bilimsel amaçlarla organ ve doku alınması saklanması, aşılanması ve naklinin hukuksal rejimi 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Yasa’da düzenlenmiştir.

Ölü bir insandan organ ve doku alınması suçunun hukuksal konusu, ölenin yakınlarının ölene yönelik saygı ve hatırasıdır. Diğer suçlar yönünden suçun hukuksal konusunu; yaşam hakkı, vücut bütünlüğü, insan onuru ve irade özgürlüğü oluşturmaktadır.

Herkes bu suçların faili olabilir. Fail hekim olabileceği gibi, hekim olmayan üçüncü bir kişi de olabilecektir. Ancak öğretide organ ve doku alma suçunun failinin, 2238 sayılı Yasa’nın 10. Maddesi gereğince bu işlemin “… Sağlık Bakanlığınca yetkilendirilmiş gerekli uzman personel” ile yapılmasının zorunlu olduğu gerekçesiyle uzman hekimler olabileceği yönünde görüşler de savunulmaktadır. Kişinin kendi organ ve dokuları açısından bu eylemi işlemesi de suç oluşturmaktadır. Örneğin kızının kanser tedavisi için gerekli parayı temin edemeyen baba kendi organlarını satarsa bu suçun faili olur.

Herkes bu suçların mağduru olabilir. Sağ kimseden organ ve doku alınıp bunların ticaretinin yapılması durumunda suçun mağduru kendisinden organ ve doku alınan kişi iken, ölüden organ ve doku alma ve bunların ticaretini yapma eyleminde suçun mağduru kendisinden organ ve doku alınan ölünün mirasçıları ve devlettir. Öğretide organ ve doku ticareti suçu ile organ veya dokuyu saklama, nakletme ve aşılama ile organ veya doku teminine yönelik ilan veya reklam verme veya yayınlama suçlarında mağdurunun toplum olduğu savunulmaktadır.

Suçların maddi konusunu “organ” ve “doku” oluşturmaktadır. Doku, çok hücreli canlılarda, işlev ve yapı bakımından birbirine benzeyerek, anatomik olarak bütün oluşturan hücre, lif gibi unsurlardan oluşan yapıdır. Örneğin kan, kas, kemik iliği, kornea, sinir, kıkırdak gibi. Organ ise dokuların bir araya gelerek anatomik ve işlevsel bir bütün oluşturduğu birimdir. Örneğin böbrek, dalak, kalp, beyin ve göz gibi. Organ ve doku naklini (= transplantasyonun) konusu insanın vücuduna organik olarak bağlı bulunan doğal organlardır. Bu bakımdan yapay organlar organ ve doku naklinin konusu olamaz.

Türk Ceza Yasası’nda beş ayrı suç düzenlenmiştir:

     Yaşayan bir kişiden organ ve doku almak: Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın, yaşayan kişiden organ veya doku alınması suç oluşturmaktadır (TCK m. 91/1). Eylemi suç olmaktan çıkaran rızanın, hukuken geçerli rıza olması gerekir. Açıklanan rızanın hangi koşullarda hukuken geçerli olacağı ilgili mevzuatta düzenlenmiştir. Suçun konusunun doku olması durumunda, daha az bir ceza öngörülmüştür (TCK m. 91/1).

Ölüden organ ve doku almak: Hukuka aykırı, olarak, ölüden organ veya doku alınması bağımsız bir suç olarak cezalandırılmaktadır (TCK m.91/2). Tıbbi ölümün gerçekleştiğine, biri nörolog veya nöroşirurjiye, biri de anesteziyoloji ve re animasyon veya yoğun bakım uzmanından oluşan iki hekim tarafından kanıta dayalı tıp kurallarına uygun olarak oy birliği ile karar verilir (2238 sayılı Y. m. 11).

Organ ve doku ticareti: Organ veya doku satın alan, satan, satılmasına aracılık eden kişi bu kapsamda cezalandırılmaktadır (TCK m. 91/3). Söz konusu suçun oluşabilmesi açısından kişiden veya ölüden organ veya dokunun, hukuka uygun bir şekilde alınmış olup olmamasının önemi yoktur. Burada önemli olan, organ veya dokunun para veya sair bir maddi menfaat karşılığında tedavüle tabi tutulmasıdır. Bu bakımdan, söz konusu suç, çok failli bir suç niteliği taşımaktadır.

Organ ve doku saklamak, nakletmek veya aşılamak:

     Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan organ veya dokunun saklanması, nakledilmesi veya aşılanması (TCK m. 91/5) bu kapsamdadır.

Organ ve doku teminine yönelik olarak ilan vermek veya yayınlamak:

      Çıkar karşılığında organ veya doku teminine yönelik ilan veya reklam verilmesi veya yayınlanması bu kapsamda bağımsız bir suç olarak cezalandırılmaktadır (TCK m. 91/6). Çıkarın para olması zorunlu değildir. Manevi çıkar da bu suçun oluşmasına neden olabilir.

Beş ayrı suç tipi de tehlike suçu niteliğinde olup bu suçların oluşması için bir sonucun doğması aranmamaktadır.

Organ ve doku alınması suçu (TCK m. 91/1) ile organ ve doku ticareti suçunun (TCK m.91/3) bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi, cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli unsur olarak sayılmıştır (TCK m. 91/4). Ancak, bu hüküm, ayrıca suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılmaya engel oluşturmamaktadır.

Organ ve doku nakli konusunda verilen rıza geçerli midir? On sekiz yaşını doldurmamış ve ayırt etme gücüne sahip olmayan kişilerden organ ve doku alınması yasaktır (2238 sayılı Y. m. 5). On sekiz yaşını doldurmuş ve ayırt etme gücüne sahip olan bir kişiden organ ve doku alınabilmesi ise vericinin en az iki tanık huzurunda açık, bilinçli ve etkiden uzak olarak önceden verilmiş yazılı ve imzalı veya en az iki tanık önünde sözlü olarak beyan edip imzaladığı tutanağın bir hekim tarafından onaylanması zorunludur (2238 sayılı Y. m. 6). Ancak vericinin yaşamını mutlak surette sona erdirecek veya tehlikeye sokacak olan organ ve dokuların alınması yasaktır. Organ ve doku alınması, aşılanması ve naklinden önce verici ve alıcının yaşamı ve sağlığı için söz konusu olabilecek tehlikeleri azaltmak amacıyla gerekli tıbbi inceleme ve tahlillerin yapılması ve sonucunun bir “olurlu raporu” ile saptanması zorunludur. Görüldüğü üzere, yasa koyucu, rızayla bile olsa bazı durumlarda kişiye vücudu üzerinde tasarruf yetkisi vermemektedir.

Suçların manevi unsuru kasttır. Suçların oluşması için failin amaç veya salikine önem verilmemiştir. Ancak organ veya doku teminine yönelik ilan veya reklam verme veya yayınlama suçunun oluşması için failin belirli bir amaçla (çıkar sağlama amacıyla) hareket etmesi gerekir. Bu suçların taksirle işlenmesi mümkün değildir.

Suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur (TCK m. 91/7).

Organ ve doku alınması suçunun (TCK m. 91/1) işlenmesi sonucunda mağdurun ölmesi durumunda, kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır (TCK m. 91/8). Aslında bu durumda sonucu nedeniyle ağırlaşmış bir suç söz konusudur. Ancak bu tür eylemleri gerçekleşen ölüm sonucu açısından en azından olası kastla hareket edebileceği düşünülmüştür.

Yasa koyucu bu suç için bir zorunluluk durumu da öngörülmüştür. Buna göre organ veya dokularını satan kişinin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak, hakkında verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir (TCK m. 92). Örneğin kızının kanser tedavisi için gerekli parayı temin edemeyen babanın kendi organlarını satması durumunda olduğu gibi.

Organ veya dokularını satan kişi açısından etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, organ veya dokularını satan kişi, resmi makamlar tarafından haber almadan önce durumu merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz (TCK m. 93/1). Bu suç haber alındıktan sonra, organ veya dokularını satan kişi, gönüllü olarak, suçun ortaya çıkmasına ve diğer suçluların yakalanmasına hizmet ve yardım ederse hakkında verilecek cezanın, yardımın niteliğine göre, dörtte birden yarısına kadarı indirilir (TCK m. 93/2).

 

Yorum Yap

Arayın